Bundan neredeyse yirmi yıl önce Türkçe öğretmeni arkadaşım Nöropsikiyatri uzmanı olan babasının kütüphanesinde bir kitap keşfetmişti. 70’li yıllardan kalma kalın saman kağıda basılmış olan bu kitabın içinde yaratıcı düşünme becerisini geliştirmeye yönelik çok sayıda alıştırma vardı. Arkadaşım bu değerli keşfi tarayıcıda tarayarak benimle paylaştığında öyle mutlu olmuştuk ki iflah olmaz kitap kurtları olarak heyooooo diyerek ele ele tutuşup kendi etrafımızda döndüğümüz doğrudur. Böylece sevgili Gizem sayesinde önümde yepyeni bir pencere açılmış oldu.
Türkçe öğretmeni olarak dil gelişimini son derece destekleyen bu alıştırmaları her dersin 5-10 dakikasında kullanmayı bir rutin haline getirmiştim. Bir şeylerin yolunda gittiğini nasıl anlarsınız? Elbette teneffüs zili çaldığında dışarı çıkmak için kapıya yönelmeyen öğrencilerden…
David Starbuck, Yaratıcı Öğretme kitabında şöyle der: “Yaratıcılık, hayal edemeyeceğiniz kadar çok şeyi özgür bırakır. Öğrenciye bir dersi tutkuyla sevdirir, dersten keyif almasını sağlar, öğretmenleri canlandırır, özgüven doğurur ve kilitli haldeki gizli gücü serbest bırakır.”
Tam olarak benim sınıfımda da olan buydu. Yıllar sonra yaratıcılıkla ilgili okumalarım esnasında geçmişte sezgisel olarak yaptığım pek çok şeyin ne kadar doğru olduğunu anladım. Bununla birlikte “yaratıcılık” konusu günümüzde sezgisel olarak yapılmaya bırakılmayacak kadar aciliyet içeriyor.
Bir önceki yazımda “neden” diye sormuştum, şimdi gelin “nasıl”a odaklanalım:
MEB’in http://mufredat.meb.gov.tr/Programlar.aspx sayfasından seçmeli dersler başlığı altında olan derslerin bazılarının isimlerine bakalım: Okuma Becerileri, Düşünme Eğitimi, Yazarlık ve Yazma Becerileri, Girişimcilik, Bilim Uygulamaları, İletişim ve Sunum Becerileri, Medya Okuryazarlığı, Yönetim Bilimi, Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği, Proje Hazırlama vb.
21. yüzyıl becerilerine odaklanan bu çerçeve programların pek çoğu 7. ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik geliştirilmiş. Bizse tam bu yaş grubunda giderek artan bir yoğunlukla test çözmeye ağırlık veriyoruz. Pratikte bu seçmeli dersler veriliyor gibi görünse de öncelikli olarak en çok ihtiyaç duyulan derse -ki genelde bu matematik oluyor- eklemleniyor ve yine öğretmenler en iyi bildikleri şeyi yapıyorlar: Test çözdürmek
5. ve 6. sınıflar için geliştirilmiş olan “Okuma Becerileri” ya da 7. ve 8. sınıflar için olan “Düşünme Eğitimi” programını kaç okul hakkıyla veriyor bilemiyorum. Genelde süreç, öğrenciler okuma yazma öğrendiğinde tamamlanıyor. Becerilerin ise okudukça kendiliğinden geliştiği farz ediliyor. Tıpkı düşünmek için var olmamızın yeterli olması gibi.
Birkaç gündür 2021 – 2022 İskoçya Yaratıcı Düşünme Müfredatını inceliyorum. Yaratıcı düşünmenin 3-18 yaş arasında nasıl geliştirileceğine dair stratejilerini ve eylem planlarını okuduğumda imrenmemek mümkün değil.
Bizde de ilginç olan şu ki 2013 yılında MEB’in programlar sayfasından indirmiş olduğum 1-8 Yaratıcı Düşünme Dersi Programına şu anda ulaşılamıyor. Üstün Yetenekliler için Türkçe programı gibi ortadan kaybolan daha pek çok program var. Siz siz olun bu seçmeli dersleri mutlaka indirin, bilgisayarınızda bir örneği bulunsun. Bu kadar emek verilen programlar; beğenilmediği için mi, zaten kimse uygulamadığı için mi, yerine daha iyisini koymak için mi kaldırılıyor anlamış değilim.
Tüm bu anlattıklarım, okulunuzda yaratıcı düşünmeyi yaygınlaştırmak istiyorsanız kendi stratejinizi kendiniz oluşturmak zorunda olduğunuzu müjdelemek (!) için. Evet, yine iş başa düşüyor.
Bundan yıllar önce kendi öğretim programlarımızı geliştirmek için okulda bir proje başlatmıştık. Projenin amacı, öğretmenlerin hem kendi öğrenmelerine hem de çalışma arkadaşlarının öğrenmelerine liderlik etmeleri ve ilgi duydukları alanda derinleşmelerini sağlamaktı.
Proje kapsamında ilk iş olarak okulda yaptığımız yaratıcı düşünme uygulamalarını sistematize etmek ve kanıtlarını toplamak için gönüllü bir çalışma grubu oluşturduk. Hedefimiz, öğrencilere dersin bir bölümünde yaratıcılık çalışma kağıdı vermenin bir adım ötesine geçmekti.
Böylece her hafta belirlediğimiz çalışma saatinde üç kişilik çalışma grubumuzla 1. sınıftan 3. sınıfa kadar altı hafta sürecek dikey bir müfredat oluşturduk, konu başlıklarını ve kazanımları belirledik. Bu kazanımları belirlerken yukarıda bahsettiğim 1-8 Yaratıcı Düşünme Programından yararlandık.
Kazanımların belirlenmesinin ardından sıra 70 dakikalık blok derslerde uygulayacağımız ders planlarının tasarımına gelmişti ve en keyif aldığımız bölüm de bu oldu. Dikkat çekme, hedeften haberdar etme, uygulama ve değerlendirme bölümlerinden oluşan ders planlarını tamamladığımızda doğru yolda olup olmadığımızı anlamak için yaratıcılık alanında bir uzmandan geribildirim aldık.
Dersin içeriğini yansıtan eğlenceli isimleriyle alanda derinleşmemize katkı sağlayan yaratıcı düşünme dersleri, okulda yukarıdan değil, aşağıdan gelen değişimin fitilini ateşledi.
Öğretmenlerimiz hazırlık sürecinde öğrendiklerini arkadaşlarıyla paylaşmak için bir öğretmen atölyesi de tasarladılar. Öğretmen atölyesinde “neden” kısmına vurgu yaptık ve yaratıcılığı nasıl değerlendireceğimizi uygulamalı olarak gösterdik. Atölyenin ikinci bölümünü hazırlanan modüllerle ilgili öğretmenlerden geribildirim almak için çalıştay şeklinde planladık. Öğretmenlerden gelen geribildirimler doğrultusunda revize edilen program uygulanmaya başladığında bizler de öğretmenlerimizin derslerine konuk olarak yolunda giden ve gitmeyen noktaları not aldık ve aldığımız notları planları geliştirmek için kullandık.
Projede yer alan öğretmenlerimizle Yaratıcı Düşünme modüllerinin ardından farklı çalışma gruplarıyla Eleştirel Düşünme ve Çocuklarla Felsefe modüllerini de tamamladık. Böylece hep birlikte 21. yüzyıl öğrenme çerçevesinde yer alan düşünmenin 4C’sini harekete geçirmenin sistematik yollarını keşfetmiş olduk.
Program geliştirme sürecine öğretmenlerin dahil olmasının; yapılan işin içselleştirilmesi, benimsenmesi, aynı heyecanla uygulanması ve öğrencilerde de bu heyecanın karşılık bulmasını sağlamak gibi sihirli bir yönünün olacağını tahmin ediyordum. Her şey tam da düşündüğüm gibi oldu.
Yaratıcılık sadece bir şeyleri birbirine bağlamaktır. Yaratıcı insanlara bir şeyi nasıl yaptıklarını sorduğunuzda, biraz suçluluk duyuyorlar çünkü gerçekten yapmadılar, sadece bir şey gördüler. Bir süre sonra onlara apaçık göründü.
Steve Jobs
Bir Yol Haritası:
- 4 aşamadan oluşan yaratıcı düşünme modelini kullanın:
1. Aşama:Açıklamak
Açıklama aşamasında öncelikle hedefi ve zorluğu tanımlayın. Zorluğun net bir şekilde anlaşılmasını sağlamak için mevcut duruma ilişkin veri toplayın.
Bir eğitim lideri, akademik koordinatör ya da mesleki gelişim birimi sorumlusu olarak öncelikle okulunuzdaki öğretmenlere toplantıya davet e-postası gönderin. Bu mektubunuzda neyi hedeflediğinizi belirtin. Mektubun sonuna veri toplamak için çevrimiçi doldurabilecekleri bir form ekleyin. Böylece verileri analiz etmek daha kolay olacaktır. Öğretmenlere sorabileceğiniz sorulara örnek verecek olursak:
- Yaratıcı düşünme kavramı ile ilgili ne/neler biliyorsunuz?
- Konuyla ilgili ne merak ediyorsunuz?
- Sınıfınızda yaratıcılığı desteklemek için hangi stratejileri kullanıyorsunuz?
- Derslerinizde kullandığınız yaratıcılık yöntem ve tekniklerine örnek veriniz.
- Konuyla ilgili neyi bilmeye ihtiyacınız var?
Öğretmenlerden gelen verileri analiz ettikten sonra toplantıya başlamadan önce çözümleri davet eden zorlu sorular oluşturun. Sorunları ve meydan okumaları birden çok olasılık içeren açık uçlu sorular olarak yeniden ifade ettiğinizde, çözüm bulmak daha kolaydır.
2. Aşama: Fikir Üretmek
Her harika fikir, yüzlerce kötü fikrin oluşturduğu topraktan doğar ve çoğumuzun yaratıcı potansiyelini asla gerçekleştirememesinin nedeni, kendimizi aptal yerine koyma kokusudur.
Mobley
Zorlu soruları yanıtlayan fikirler üretin. Burada beyin fırtınası tekniğini ya da kalem konuşur tekniğini kullanabilirsiniz. Bu aşamada fikirleri yargılama isteğinizi erteleyin aksi takdirde fikir üretme sürecine ket vurursunuz.
3.Aşama: Geliştirmek
Ürettiğiniz fikirlerin arasından en uygun çözümleri değerlendirin ve seçin.
4. Aşama: Uygulamak
Seçilen çözümlerin uygulanmasını destekleyecek kaynakları, eylemleri ve bu eylemlerden sorumlu kişileri belirleyin. Bir yaratıcılık takımı kurun. Konuyla ilgili destek alabileceğiniz uzmanlarla iletişime geçin. Yeterli bütçeniz yoksa, kendi kendinize öğrenin!
2. Öğretmenlere her hafta yaratıcılıkla ilgili ufuk açıcı bir makale gönderin.
Yaratıcılık kültürle bağlantılıdır. Kültürel koşullar yaratıcılığı ateşleyebilir ya da öldürür. Yaratıcı düşünceler bir boşluk içinde yeşermezler. Bireysel yaratıcılığı, başka insanların düşünceleri, çalışmaları ve eserleri tahrik eder.
Ken Robinson
3. Yaratıcı sınıfınızın felsefesini oluşturun ve onu kendiniz ve okulunuz için bir kontrol listesi olarak kullanın. Bunun için David Starbuck’ın “Yaratıcı Öğretme” kitabından yararlanabilirsiniz.
4. Yaratıcı becerileri geliştirmek için bir programa katılın: Odyssey of the Mind , Destination İmagination gibi programlar, dünyanın dört bir yanından öğrencileri yaratıcı çözümler tasarlamak ve onları rekabete sokmak için bir araya getiriyor.
5. TED-ed yaratıcılık videolarını derslerinizi geliştirmek için kullanın.
6. Okulunuzda Dahi saati uygulamasını başlatın. https://www.weareteachers.com/what-is-genius-hour/
7. Öğretmenler odasında bir rafı konuyla ilgili kaynaklara ayırın:
Daha yaratıcı okul ve sınıflar yaratmak dileğiyle…Sizler de konuyla ilgili okuduğunuz kaynakları yorumlar kısmına bırakırsanız sevinirim.
Aysun Yağcı