Bir önceki yazımda yapılandırılmış gözlem sürecinden bahsetmiştik. Bu yazıda bu süreci bir miktar açmaya çalışacağım.
Mesleki Gelişim Uzmanlığı eğitiminde eğitim lideri katılımcılardan 30 saniye boyunca içinde bulunduğumuz eğitim ortamını incelememizi istemişti. Hepimiz ses çıkarmadan gözlerimizi odanın içinde gezdirdik. 30 saniyenin sonunda nelerin dikkatimizi çektiğini sorduğunda hepimizin farklı şeylere odaklandığını, kimimizin duvarlarda asılan tablolara baktığını, kimimizin kitap dolabının içindeki kitapların isimlerini okumaya çalıştığını, kimilerinin odanın aydınlık olup olmadığını düşündüğünü, kimilerinin ise odadaki eşyaların yerleştiriliş şekline dikkat ettiğinin farkına vardık. Oysaki gözlem sürecinin başında neyi gözlemlememizin beklendiği bize söylenmiş olsaydı geri dönütlerimiz elbette ki daha farklı olacaktı.
Yapılandırılmış gözlem; gözlem öncesi görüşme, gözlem süreci ve gözlem sonrası görüşme olmak üzere üçe ayrılıyor. Öğretmenin dersini gözlemlemeye başlamadan önce mutlaka öğretmenle en az 10 dakika bir ön görüşme yapmak ve ders gözleminden mümkünse hemen sonra; değilse mutlaka aynı gün içerisinde öğretmenle gözlem sonuçlarını paylaşmak gerekiyor.
Sürecin tamamını ise gözlem öncesi görüşmede sağlanan veriler yönlendiriyor. Bu nedenle ön görüşme, sürecin sağlıklı yürümesi ve arzu edilen geri dönütlerin elde edilebilmesi açısından önemli.
Ders gözlemi öncesinde öğretmenlerle yaptığım ön görüşmelerde derste özellikle gözlemlememi istedikleri bir şey olup olmadığını soruyorum. Bu sürece alışkın olmayan okullarda genellikle öğretmenlerin aklına hemen hemen hiçbir şey gelmiyor. Öyle olunca bir miktar ip ucu veriyorum. Öğrencileri yeterince derse katıp katamamak, sınıfta mekanın ya da sesin etkili kullanımı, öğrencilerin dikkatini çekecek şekilde sürekli tekrarlanan kelimeler, derste açık uçlu veya kapalı uçlu soru sorma oranı, soru sorduktan sonra bekleme süresi, cevapları yönlendirme, düz anlatım yönteminin dersin kaçta kaçını aldığı, sınıfta akran etkileşiminin olup olmaması, farklı yöntem ve tekniklerin kullanılıp kullanılmaması, olumlu ifadeler ve onay cümlelerinin kullanılıp kullanılmaması….vb.
Böyle denilince bazı öğretmenler ayıp olmasın diye “Hadi bari şu olsun diye örneklerin içinden zoraki bir şey seçiyor.” ve ekliyor “Siz genel olarak bakın işte hocam!”
Gözlemi yapılandırma fikri, öğretmenler için gerçekten de çok yeni ve şaşırtıcı. Gözlemi yapılandırabilmek ve beyinde sorgulamayı başlatabilmek için öncelikle öğretmenin gözlemlenmesini istediği noktayı farkındalık düzeyine getirmesi gerekiyor. Bunu sağlayabilmek adına gözlem ve ön görüşme randevusunu en az bir hafta önceden belirlemeye ve öğretmenin ön görüşmeye neyin gözlenmesini istediğini düşünerek gelmesini istemekte fayda var. Yine de aklına bir şey gelmeyenler oluyor. O noktada sınıfta yaşadıkları sorunları, ya da zorlandıkları konuları düşünmelerini isteyebilirsiniz. Bununla birlikte zorlandıkları noktaları ifade etmenin kolay olmadığını da hesaba katmalısınız. Mesleki gelişim uzmanı ile öğretmen arasındaki güven ilişkisinin kurulması bu aşamada son derece önemli.
Güven ilişkisini oluşturabilmek için öğretmenin sürecin tamamını yani ön görüşme, gözlem ve gözlem sonrası görüşme sürecini baştan sona bir kere yaşaması gerekiyor. Öğretmenlerin hiç alışık olmadıkları gözlem sürecine bakış açılarını değiştirmek yine mesleki gelişim uzmanının elinde. Sürecin sonunda öğretmen sizi kendi sınıfına büyük bir istekle bir kere daha davet ediyorsa tam anlamıyla doğru yoldasınız demektir.
Sonuç olarak yapılandırılmış gözlem, hem ders gözlemi yapan hem de gözlemlenen kişi tarafından o sınıfta bulunma amacının bilinmesidir. Gözlemden önce odağınız belli olduğunda bir konuda derinleşme ve ayrıntıları yakalama şansınız artar. Üstelik bu ayrıntılar yalnızca öğretmenin kötü yaptığı şeylere değil öncelikli olarak iyi yaptığı şeylere odaklı olduğunda ve iyi yapılan şeyler onurlandırıcı ve destekleyici cümlelerle ifade edildiğinde öğretmenin öğrenme yaşantısında fark yaratacak olan fitili ateşlemiş olursunuz.