Anasayfa / Eğitim / Okuma Üzerine
Okuma Üzerine

Okuma Üzerine

Kredi kartlarının olmadığı dönemlerde her mağazanın kendine özgü taksit kartları vardı. Çalışma hayatına başlamadan, öğrencilik yıllarımda edindiğim ilk kart, Dost Kitabevinin kartıydı. Elbette ki öğrenci harçlığımla almak istediğim kitapların hepsini alamadığımdan pek çok kitabı orada ayaküstü bitirmişliğim vardır. Hatta bitiremediğimde ertesi gün gidip kaldığım yerden devam ettiğimi hatırlıyorum.

O zamanlar kitabevlerinin benim gibi müdavimleri çoktu. Akıllarını peynir ekmekle yemedilerse eğer iki üç saat ayakta kaldıklarını unutturacak bu hastalığı başkalarına da bulaştırabilme olasılığıydı sanırım onları hoş gördüren.  Kitaplar okunmak için vardı ne de olsa.

Klasiklerin hemen hepsini ortaokul ve lisenin ilk yıllarında okumuştum; ama “Okudum” dediğim kitaplardan şimdi kaçını hatırlıyorsun derseniz, şüphesiz çok azını derim. “Kültür, bütün öğrendiklerimizi unuttuktan sonra aklımızda kalanlardır.” sözüne bir cankurtaran gibi sarılışım, bu yüzdendir.

Ankara’ya her gidişimde soluğu eski dostumun yanında alıyorum yine.  Bir mabede girer gibi saygıyla giriyorum içeri. Yıllar öncesinin öğrenmeye aç, en büyük hayali bir gün Dost Kitabevinde kilitli kalmak olan o idealist genç kızıyla yeniden buluşuyorum. Söyle bakalım, diyor.  Hangi unutulmuşluklar seni buralara sürükledi? Hangi yaşanmamışlıklar? Buralarda bir yerde yarım bıraktığın bir kitap mı vardı? Düşünüp diyemediklerin, hissedip anlatamadıkların mı acıttı yine canını? Hayır, anlamında başımı sallıyorum; şükür ki diyememeklerle geçen ömrümün ikinci yarısındayım artık. Nicedir diyorum. Diyorum da ne kadarı kalıyor,  onu bilmiyorum. Öğretmenlik böyle bir şey işte.

Üstelik okumak sağladığı faydayı hemen öğretmiyor. Öğrenmek için biriktirmek gerekiyor önce.  Yıllarca, günlerce, saatlerce… Ta ki dudaklarından dökülünce kelimeler ve şaşırdığında konuşup yazdıklarına kendin bile… Sen de öğreneceksin.

Derste soluklandığım her anda sıranın altından kitabını çıkarıp iki üç satır daha okumayı kâr sayan öğrenci, biliyorum bunu en iyi sen anlarsın. Bir kere bu hastalığa tutulduysan kimse çekip alamaz onun kollarından seni. Bitmesin diye başlamadığın kitaplar vardır, başladığın ama bitirmeye kıyamadığın kitaplar vardır; dayanamayıp aynı anda okuduğun kitaplar. Başucu kitapların vardır bir de. Rastgele açtığında bir sayfasını, o andaki ruh haline cevap veren kitaplar. Kimse zorla kitap okutamaz sana ve kimse alıkoyamaz kitap okumaktan seni. Panzehiri yine kendinden olan o mikrobu almışsındır bir kere içine.  Dilerim iflah olmazsın.

Fotoğraf sevgili eşim Serdar’a aittir.

Hakkında Aysun Yağcı

Öğretmenlik deneyimlerimi, kendimce doğrularımı, okuduklarımı, aldığım eğitimleri, çıkarımlarımı paylaşmaya devam ediyorum.

2 yorum

  1. Aysun’cugum
    Siten hayirli olsun. Piril piril, aydinlik sayfalar gulumseten yazilarinla dolmus.
    Dost kitabevini okuyunca anilarim canlandi. Benim de Ankara icin olmazsa olmazlarimdandir, yeri ayridir.
    Yazilarinin devamini bekliyorum.
    Esin.

  2. Aynı zamanlarda aynı yerde olmak, aynı yerlerden geçmek, birbirinin yanından geçmek umarsızca.
    Bir melodiyle, bir filmle bazen bir yazıyla o yılların Ankarasına yolculuk yapıyoruz ve sonra dönüp birbirimize “iyi ki tanışmışız” diyoruz ya. En çok bunu seviyorum.

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Required fields are marked *

*

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Scroll To Top