Çocuklarla çemberde bir araya geliyoruz. Ben ilk defa bu yaş grubuyla çalıştığım için başta küçük bir tanışma oyunu oynuyoruz ve isimlerimizi hatırlamak için isimlerimizi çağrıştıran hareketlerle onları birleştiriyoruz.
Ardından “aynı” ve “farklı” kavramlarına giriş yapacağımız ısınma oyununa geliyor sıra ve bir fiziksel düşünme aktivitesiyle işe başlıyoruz.
Isınma: Önce birlikte köşeleri belirliyoruz ve aşağıdaki yönergelere göre öğrencilerden yerlerini almasını istiyoruz. Elinizle de işaret ederek süt sevenler sol tarafa geçsin, portakal suyu sevenler sağ tarafa, her ikisini de sevenler karşıya, hiçbirini sevmeyenler benim yanıma gelsin, diyoruz. Böylece çabucak konumlanmayı öğreniyorlar.
Grup önce portakal suyu ve süt diye ikiye ayrılıyor; ancak “her ikisini” de dedikten sonra her iki gruptan o tarafa geçenler oluyor. “Hiçbiri” diyen, bizim grupta olmadı. Burada A4 kağıtlara görseller konulup görsellere göre de yerlerine geçmelerini sağlamak mümkün. Ondan sonraki adım, onlara “Neden?” diye sormak. “Neden süt?”, “Neden portakal suyu?” Bunun üzerine konuşmayı çok seviyorlar. Hatta o kadar seviyorlar ki aşağıdaki “yapmaktan hoşlandıklarım” bölümünü atlıyorum.
İçmeyi sevdiklerim: Süt, portakal suyu, her ikisi, hiçbiri
Oynamayı sevdiklerim: Bebek, araba, her ikisi, hiçbiri
Yapmaktan hoşlandıklarım: Kitap okumak, çizgi film izlemek, her ikisi, hiçbiri
Bu ısınma oyunu, “aynı” ve “farklı” kavramlarına giriş yapmayı kolaylaştırıyor.
Uyaran: Asıl uyarana geçmeden önce “aynı” ve “farklı” kavramları ile ilgili çocukların ne bildiğini netleştirmek gerekiyor. Bu nedenle, somut objeler üzerinden (geometrik şekiller, oyuncak arabalar, plastik hayvanlar vb.) “aynı” ve “farklı” kavramlarına giriş yapıyoruz.
Elimize mavi bir kare alıyoruz ve “Bu nedir?” diye soruyoruz. “Mavi bir kare” cevabı hemen geliyor. Neden, diye sorduğumuzda bir öğrenci “Çünkü dört ucu var.” diye cevap veriyor. “Uç” yerine başka neler diyebiliriz dediğimde “köşe” cevabı gecikmeden geliyor. (Kare, daire, üçgen ve dikdörtgen olmak üzere 4 farklı geometrik şekli daha önceden işlediklerini bilgisine sahibim.)
Mavi bir karenin yanına aynı büyüklükte kırmızı bir kare alıyoruz ve her ikisini de göstererek karşılaştırmalarını istiyoruz. “Her ikisi de kare” diyorlar. “Onlar aynı, peki farklı olan ne?” Renkleri farklı.
Ardından iki oyuncak hayvanı karşılaştırıyoruz. (at ve inek) Pek çok aynı ve farklı nokta buluyorlar. Her ikisinin de dört bacağı var, kuyruğu var, her ikisi de ot yer. Hatta her ikisi de annesinin karnından çıkar, yumurtadan çıkmaz, diye de ekliyorlar. Farklı olan özelliklerini de konuştuktan sonra (hızlı koşmak, üzerine binilebilmek…vb) öğrencileri ikili eşleştiriyoruz.
Her ikili gruba birbiriyle benzer ve farklı özellikleri olan tişört görselleri veriyoruz. İkili olarak bu tişörtlerin aynı ve farklı olan özelliklerini önce kendi aralarında konuşmalarını ve süre bitiminde tüm gruba sunum yapacaklarını söylüyoruz. “Eşine dön söyle!” çalışmalarına çok aşina olduklarından bunu hiç zorlanmadan başarıyorlar.
Tüm grupların konuşmaları bittiğinde ikili grupları ayaklı tahtanın önüne alıp ellerindeki tişört resimlerini tahtaya yapıştırıyoruz. (Her ikilinin tişört çiftleri farklı) Sırayla anlatmaya başlıyorlar: Her ikisi de kısa kollu, her ikisi de çizgili, bunda yazı var, diğerinde yok. Bunda araba var, diğerinde yok, renkleri farklı, birinin etiketi görünüyor, diğerinin görünmüyor vb. sayısız özellik sayıyorlar. Burada gruba dönerek arkadaşlarının sunumuna eklemek istedikleri bir şey olup olmadığını soruyoruz. Olaya kendi üstümüzdeki tişörtlerin benzerlikleri ve farklılıklarını da katmayı ihmal etmiyoruz.
Tüm gruplar sunumunu yaptıktan sonra tekrar çemberde yere oturuyoruz ve onlara bugün ne hakkında konuştuğumuzu soruyoruz: “Farklı ve aynı” diye hep bir ağızdan bağırıyorlar.
Bu ders, “farklı ve aynı” kavramına giriş niteliğinde bir oturum ve hemen arkasından başka bir oturumda kişiler arasındaki farklılıkların yer aldığı bir öyküyle devam edip öğrencilerin öyküdeki kahramanların farklı ve aynı karakter özelliklerini konuşmalarını sağlayabilirsiniz.
Peki bu dersin anaokulu programında yer alan bir gruplama ve sınıflandırma dersinden farkı ne ve felsefe bunun neresinde? Elbette bu yaş grubunda yaptığınız soruşturmanın felsefi bir derinliği olmuyor. Çocuklara hiçbir şey öğretmiyoruz ve tamamen onların bildikleri üzerinden ilerliyoruz. Sürekli düşüncelerini nedenselleştirmelerini istiyoruz. Amacımız, çocuklara erken yaşta düşünme metodolojisi ve bir düşünürün alışkanlıklarını kazandırmak. Neler bunlar: Birbirini özenle dinlemek, işbirliği yapmak ve başkasının fikirlerini geliştirmek, bir şeye bakmanın yeni yollarını düşünmek, fikrini değiştirebilmek…Bunun yolu da sürekli “Neden?” diye sormaktan geçiyor.
Kaynak: https://magicalmess.weebly.com/early-years-philosophy-for-children/category/lesson-plans